İster insan, ister hayvan olsun bir canlının yaşamını sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesi için koruyucu hekimlik önemli bir faktördür. Canlının yaşamını tehlikeye sokabilecek veya kalıcı arazlar oluşturabilecek bazı hastalıkları daha ortaya çıkmadan önlemek, bu hastalıkların oluştuktan sonraki tedavisinden daha fazla önem taşır. Bir çok viral veya bakteriyel hastalığa karşı geliştirilen aşılar çok uzun zamandır koruyucu hekimlikte kullanılmaktadır. Bu nedenle aşılar, koruyucu hekimliğin en önemli silahlarından biri sayılabilir. Örnek vermek gerekirse, bir çok ülkede büyük tehdit oluşturan ve binlerce insan ve hayvanın ölümüne neden olan kuduz, bugün koruyucu hekimlik ve kuduza karşı geliştirilen aşılar sayesinde önemini yitirmiştir.
Aşılar; vücuda verildiğinde, bağışıklık sistemini uyararak hastalıklara karşı spesifik aktif bir bağışıklık oluşturan ve bu yolla canlının korunmasını sağlayan biyolojik maddelerdir.
Bağışıklık ise; vücuda giren veya verilen mikroorganizma, protein ve bu gibi yabancı maddelere karşı vücudun bütün savunma sistemleri ile karşı koyması, direnç göstermesi ve kendini korumasıdır. Vücuda giren bu yabancı maddelerin neden olduğu hastalıklar atlatıldıktan sonra hayvanlarda bu hastalıklara karşı doğal bir direnç oluşur. Yani diğer bir deyişle bağışıklık şekillenir.
Aşılar genellikle, koruyucu amaçla kullanılır. Aşılama; hastalıklarla karşılaşması muhtemel olan hayvanları, o hastalığa karşı korumak için daha önceden aşılamak suretiyle bağışık kılma işlemidir. Anneye yapılmış aşıların da yavru üzerinde koruyucu özelliği vardır. Yapılan araştırmalar yavruların, gebelik dönemlerinde yavru zarları aracılığıyla bir miktar immunglobulini (bağışıklık oluşumunu sağlayan maddeler) anneden aldığını ortaya koymaktadır. Yeni doğmuş yavrular bağışıklık sistemleri gelişim halinde olduğundan, humoral ve hücresel bağışıklığı aktif olarak tam anlamıyla oluşturma yeteneğinde değillerdir. Bu nedenle eğer anne doğumdan uygun bir süre önce aşılanırsa kendi korunma maddelerini yavrularına geçirebilir. Böylece yeni doğmuş yavrularda acil korunma sağlanmış olur.
Ayrıca yavruların bağışıklık sistemlerinin gelişmesinde, anneden emilen kolostrum miktarı ve kolostrumdan alınan immunglobulin miktarı da büyük önem taşımaktadır. Yavrular ilk pasif bağışıklığı anneden aldıkları kolostrum aracılığı ile kazanırlar. Köpek yavrularında tespit edilen maternal antikorların %90’ı kolostrumdan gelmektedir. İyi beslenmemiş ya da yoğun şekilde paraziti bulunan anneler daha az kolostrum üretir. Tecrübesiz anneler yavrularının yeterli meme emmesine izin vermeyebilir. Zayıf yavrular kuvvetli ememez ya da daha güçlü olan diğer yavrularla rekabet etme durumunda kalır ve daha az kolostrum tüketirler. Böylelikle pek çok hastalığa karşı daha düşük antikor seviyesine sahip olurlar. Yani yeterli bağışıklık oluşamadığından dolayı yavrular hastalıklara karşı duyarlı hale gelirler. Doğumdan sonra vücut ısısı düşük olan yavrular, normal vücut sıcaklığını koruyabilen yavrulara oranla daha az antikor absorbe ederler. Sonuç olarak, yavruların kendileri için kritik öneme sahip maternal antikorları yeterli miktarda almasını ve absorbe etmesini sağlayacak uygun bakım ve besleme çok önemlidir.
Bir batında doğan yavruların pasif antikor seviyeleri, yavruların doğum sıralaması ve annenin emzirme eğilimlerine bağlı olarak çok değişiklik gösterir. Maternal antikorlar belirli düzeylerde koruma sağlar. Ancak her yavrunun yaşamının bir döneminde, maternal antikorların enfeksiyonlara karşı yeterli koruma sağlayamadığı, fakat aktif bağışıklık oluşumunu engellediği bir zaman dilimi söz konusudur. Kedi yavrularının enfeksiyonlara karşı açık oldukları ama aşı tarafından korunamadıkları bu durum, 2 haftadan 8 haftaya kadar süren bir immunite boşluğuna neden olur. Yavru kedilerde gözlenen aşı yetersizliklerinin hemen hepsi bu immunite boşluğu esnasında enfeksiyona maruz kalmaları sonucunda oluşur.
Aşılar bazen bir enfeksiyonun devamı esnasında da kullanılabilir. Böyle bir uygulama, enfeksiyonla karşılaşma ihtimali olan yavruları korumak veya enfekte olmuşları tedavi etmek amacıyla yapılır. Örnek vermek gerekirse; kuduzdaki aşılama yöntemi tedaviye yöneliktir.
Juen Pet Bilgi Portalı
Views: 68